Warning: Attempt to read property "post_excerpt" on null in /home/scaney.com/public_html/wp-content/themes/sahifa/framework/parts/post-head.php on line 73

Çürüyor Gazete Manşetlerinde Hayat

SITKI CANEY
Çürüyor Gazete Manşetlerinde Hayat
 
Neredeyse yirmi yıl oldu, “kendimi bırakacağım sonunda / bırakacağım kendimi tüm yüzyıllara”diyeli…

Evet, “yorgun bir kış başlangıcında / bindokuzyüzdoksaniki yılında / İstanbul’da / çirkin bir umutla yaşlanırken dünya / bıkacağım beklemekten / devlet tanrısı diye bir teori kurmaktan yorulup / seni düşünerek dalacağım uykuya/ hayat bu ya / aklım hep telefonlarda / çürüyor gazete manşetlerinde hayat / terör, büyük kampanyalar, açlık vs. denize bakıyorum / gerçek, sahi nedir gerçek / ölüm / şimdi hangi sularda”  diyeli neredeyse yirmi yıl oldu…

Şimdi yıl ikibinonbir ve yine yorgun bir kış başlangıcındayız. Yine çirkin bir umutla yaşlanmaya devam ediyor dünya.

Yine beklemekten bıkkın, yine teorilerle uğraşmaktan yorgun, yine düşlerimize sığınarak uyumak istiyoruz.

Yine aklımız telefonlarda, sesini her an duyabiliriz umuduyla sevgilinin.

Yine bütün haberlerde koyu bir karanlık,  yine bütün kayıtların dışında ömrümüz ve yine “çürüyor gazete manşetlerinde hayat”.

İşte yalnızca bu günün, 3 Ocak 2011 gününün gazete manşetleri:

 “Ölürsem savaş çıkar” 

 “4 cana taksitle cezaya isyan”

“Yargı yoksa mafya var”

“Ne emekli edildi, ne tedavisi oldu”

“Bu öğrencilerin itirazı var”

“Laiklik anket sorusu”

“Sarı öfke büyüdü”

“Devlet harçtan kazanacak”

“Yeme bizi TÜİK”

“Neredesin ey merhamet”

“Kaçak sigaradan general çıktı”

 “Bu ceza çocuklara nasıl anlatılır”

 “İşte PKK’nın haraç belgesi”

“Yılın ilk yalanı”

“Dağlıca baskını referanduma pusuydu”

“Vahşi cazibe”

“Özerkliğe Öcalan ayarı”

“Türkiye yas çadırı oldu”

“Mat ettiler”

“Kudüs Selahaddin’i bekliyor”

 “Bediüzzaman’dan çok etkilendik”

“Tasfiye mesafesi”

“Peşmerge açık etti”

“İşte balyoz planının kozmik CD’leri”

“Dokunan yandı”

“Allah’tan korkun”

Evet, her gün biraz daha ”çürüyor gazete manşetlerinde hayat”.

Her gün biraz daha dayatılıyor bu çürüme, bu kokuşma, bu ruhsuzluk, çağın “post modern” zulmüne inatla direnen yüreklere.

O yürekler ki, öyle yalnız, öyle birbirinden habersiz, haykırıyorlar sessiz sessiz.

Haykırıyorlar, yıkılsın diye çürüttükleri üzerinden hayat bulan o çok yüzlü yanıltmaların medyası.

Haykırıyorlar, artık gerçek olsun diye mazlumların, gariplerin rüyası.

Haykırıyorlar, yıkılsın diye büyük şeytanın çürük Amerika’sı.

Yıkılsın diye paranın saltanatı, batsın diye faizcinin bankası.

Çürümesin diye gazete manşetlerinde hayat, gönüllerde yeniden dirilsin diye…

 

4 Ocak 2011 / timeturk.com

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir